reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Sağlık Personeli Sağlıkçılar PersonelSaglik.NET

7 Mart 2018 Çarşamba

KPSS'de sanık sayısı 3 bini geçti

 KPSS'nin 10 Temmuz 2010'daki oturumuna ilişkin sorularının sınav öncesinde sızdırılmasına ilişkin bugüne kadar 3 bin 155 kişi hakkında dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturması sürüyor.

Soruşturma kapsamında daha önce 2 bin 398 kişi hakkında dava açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen günlerde 757 kişi hakkında daha ayrı ayrı iddianame düzenledi.

İddianamelerde şüphelilere, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak", "kamu kurum ve kuruluşları zararına zincirleme dolandırıcılık" ve "resmi belgede zincirleme sahtecilik" suçlamaları yöneltildi ve şüpheliler hakkında 14 yıl 9'ar aydan 36'şar yıla kadar hapis cezası istendi.

Son iddianamelerin kabulüyle birlikte Temmuz 2010'daki KPSS'ye ilişkin dava sayısı 2 bin 579, şüpheli sayısı ise 3 bin 155 olacak.

2010 KPSS'nin Eğitim Bilimleri testine yönelik bu soruşturmanın ardından savcılık, aynı sınavın Genel Kültür ve Genel Yetenek testi sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmaya ağırlık verecek.

Yaklaşık 500 dosya karara bağlandı

Öte yandan soruşturma dosyalarının gönderildiği Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, şu ana kadar yaklaşık 500 davayı karara bağladı.

Bunlar arasında ÖSYM Soru Hazırlama Biriminde görevli 3 kişinin "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından 14 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldığı dava da bulunuyor.

Mahkeme, şu ana kadar karara bağladığı dosyalarda, soruları elde ettiği belirlenen sanıkları "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3 ay ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum etti.

Mahkemenin, dava konusu KPSS sonucuyla kamuda işe başlayanları "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçundan da cezalandırdığı dikkati çekerken, bu sanıklar, aldıkları toplam maaşlarının iki katı kadar adli para cezasına da çarptırıldı.

Atılı suçu işlemediğine kanaat getirilen kimi sanıkların ise beraatlarına hükmedildi.

KPSS operasyonlarının geçmişi

KPSS'nin 10 Temmuz 2010'daki sorularının sınavdan önce sızdırıldığına ilişkin olarak Yalvaç ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıkları, sınavdan sonraki günlerde ayrı ayrı soruşturma başlatmıştı.

Isparta'da jandarma, soruların elektronik posta ile kendisine geldiği belirlenen Baki Saçı'nın da arasında bulunduğu bazı kişileri gözaltına alınmış, bilgisayarlarına el konulmuştu.

Ankara'da da dönemin Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcısı olan, daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine getirilen savcı Şadan Sakınan, soruların sızdırıldığı haberlerini ihbar kabul ederek, soruşturma açmıştı.

Isparta'daki soruşturma dosyası ilerleyen süreçte Sakınan'daki dosya ile birleştirilmişti.

Ancak 2014'e kadar dosyayı elinde tutan ve darbe girişiminden sonra firar eden Sakınan ne herhangi bir şüpheli hakkında dava açmış ne de takipsizlik kararı vermişti.

Sakınan'ın Trabzon'a savcı olarak atanmasının ardından 2014'te soruşturma dosyası iki kez daha savcı değiştirmiş, ardından Savcı Yücel Erkman soruşturmada görevlendirilmişti.

Erkman'ın Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevlendirilmesiyle KPSS dosyası da terör suçları kapsamında yürütülmeye başlanmıştı.

KPSS'ye yönelik ilk operasyon 23 Mart 2015'te düzenlenmişti. Savcı Erkman, soruşturma sonucunda ilk davayı da Aralık 2015'te açmıştı.

İddianamede, sınav sorularının FETÖ/PDY mensuplarınca sızdırıldığı ifade edilmiş, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in, örgüte bağlı kadroları kamu kurumlarına yerleştirmek suretiyle devleti ele geçirmeyi hedeflediği belirtilmişti.

Toplam 230 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, sınav sorularının, muhatapları için menfaat niteliğinde kamu malı sayıldığı kaydedilerek, soruların sınava kadar açıklanması, paylaşılması, kullanılması yasaklanan gizli bilgiler olduğu ve ekonomik değer taşıdığı vurgulanmıştı.

İddianamede, soruları sınavdan önce örgütlü olarak elde eden adayların kamuya ait malı kamuyu aldatarak ve haksız şekilde edinerek kullandıkları ve haksız başarı elde ettikleri, bunun sonucunda ÖSYM'nin zarara uğradığı da anlatılmıştı.

Sorular nasıl dağıtıldı

İddianamede, 10 Temmuz 2010'da, KPSS Eğitim Bilimleri, KPSS Genel Kültür ve KPSS Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 ayrı sınav öncesinde, sınav sorularının, Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinde ofis elemanı şüpheli Berat Koşucu tarafından, Yalvaç’ta kuyumculuk yapan Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla, o dönem Yalvaç’ta ikamet eden Baki Saçı'ya e-mail yoluyla gönderildiği belirtilmişti.

Buradan hareketle açılan soruşturmada, sınavlarda usulsüzlük yapıldığı ve soruların sınav öncesinde aralarında irtibat bulunan kişiler tarafından elde edildiği ve paylaşıldığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, şu bilgilere yer verilmişti:

"Olayın sadece yerel ölçüde kalmadığı, soruların bu şahıslar haricinde sınava giren birçok adaya da örgütlü bir şekilde ulaştırıldığı, şüpheli konumunda bulunan kişilerin birlikte hareket ettikleri, bu birlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı ve birçok ortak noktalarının olduğu, dosya kapsamında bulunan şüpheli, tanık ve müşteki ifadeleri, dijital veri incelemeleri, bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte tespit edilmiştir. Elde edilen tüm delillerin değerlendirilmesinde, eylemlerin hiyerarşik ve örgütlü bir biçimde gerçekleştiği anlaşılmıştır."

Diğer davalar

KPSS soruşturmaları kapsamındaki ikinci davada 51 sanığa aynı suçlamalar yönelirken, üçüncü davada ise ÖSYM'nin soru hazırlama biriminde görevli 3 kişi sanık olarak gösterilmişti.

KPSS'ye ilişkin dördüncü davada 100, beşinci davada 91, altıncı davada 3 sanık, yedinci davada da 102'si asker eşi 105 sanık bulunuyordu.

Başsavcılık, toplu açılan bu davaların ardından 2 bin 572 kişi hakkında tek tek dava açtı.

Bazı şüphelilerin FETÖ mensuplarının şifreli haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı, FETÖ elebaşının talimatının ardından Bank Asya hesaplarında artış olduğu ve FETÖ şüphelileriyle HTS kayıtlarının bulunduğu bilgisine de iddianamelerde yer verilmişti.

Davalara Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor.

KPSS'de sanık sayısı 3 bini geçti

 KPSS'nin 10 Temmuz 2010'daki oturumuna ilişkin sorularının sınav öncesinde sızdırılmasına ilişkin bugüne kadar 3 bin 155 kişi hakkında dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturması sürüyor.

Soruşturma kapsamında daha önce 2 bin 398 kişi hakkında dava açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen günlerde 757 kişi hakkında daha ayrı ayrı iddianame düzenledi.

İddianamelerde şüphelilere, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak", "kamu kurum ve kuruluşları zararına zincirleme dolandırıcılık" ve "resmi belgede zincirleme sahtecilik" suçlamaları yöneltildi ve şüpheliler hakkında 14 yıl 9'ar aydan 36'şar yıla kadar hapis cezası istendi.

Son iddianamelerin kabulüyle birlikte Temmuz 2010'daki KPSS'ye ilişkin dava sayısı 2 bin 579, şüpheli sayısı ise 3 bin 155 olacak.

2010 KPSS'nin Eğitim Bilimleri testine yönelik bu soruşturmanın ardından savcılık, aynı sınavın Genel Kültür ve Genel Yetenek testi sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmaya ağırlık verecek.

Yaklaşık 500 dosya karara bağlandı

Öte yandan soruşturma dosyalarının gönderildiği Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, şu ana kadar yaklaşık 500 davayı karara bağladı.

Bunlar arasında ÖSYM Soru Hazırlama Biriminde görevli 3 kişinin "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından 14 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldığı dava da bulunuyor.

Mahkeme, şu ana kadar karara bağladığı dosyalarda, soruları elde ettiği belirlenen sanıkları "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3 ay ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum etti.

Mahkemenin, dava konusu KPSS sonucuyla kamuda işe başlayanları "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçundan da cezalandırdığı dikkati çekerken, bu sanıklar, aldıkları toplam maaşlarının iki katı kadar adli para cezasına da çarptırıldı.

Atılı suçu işlemediğine kanaat getirilen kimi sanıkların ise beraatlarına hükmedildi.

KPSS operasyonlarının geçmişi

KPSS'nin 10 Temmuz 2010'daki sorularının sınavdan önce sızdırıldığına ilişkin olarak Yalvaç ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıkları, sınavdan sonraki günlerde ayrı ayrı soruşturma başlatmıştı.

Isparta'da jandarma, soruların elektronik posta ile kendisine geldiği belirlenen Baki Saçı'nın da arasında bulunduğu bazı kişileri gözaltına alınmış, bilgisayarlarına el konulmuştu.

Ankara'da da dönemin Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcısı olan, daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine getirilen savcı Şadan Sakınan, soruların sızdırıldığı haberlerini ihbar kabul ederek, soruşturma açmıştı.

Isparta'daki soruşturma dosyası ilerleyen süreçte Sakınan'daki dosya ile birleştirilmişti.

Ancak 2014'e kadar dosyayı elinde tutan ve darbe girişiminden sonra firar eden Sakınan ne herhangi bir şüpheli hakkında dava açmış ne de takipsizlik kararı vermişti.

Sakınan'ın Trabzon'a savcı olarak atanmasının ardından 2014'te soruşturma dosyası iki kez daha savcı değiştirmiş, ardından Savcı Yücel Erkman soruşturmada görevlendirilmişti.

Erkman'ın Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevlendirilmesiyle KPSS dosyası da terör suçları kapsamında yürütülmeye başlanmıştı.

KPSS'ye yönelik ilk operasyon 23 Mart 2015'te düzenlenmişti. Savcı Erkman, soruşturma sonucunda ilk davayı da Aralık 2015'te açmıştı.

İddianamede, sınav sorularının FETÖ/PDY mensuplarınca sızdırıldığı ifade edilmiş, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in, örgüte bağlı kadroları kamu kurumlarına yerleştirmek suretiyle devleti ele geçirmeyi hedeflediği belirtilmişti.

Toplam 230 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, sınav sorularının, muhatapları için menfaat niteliğinde kamu malı sayıldığı kaydedilerek, soruların sınava kadar açıklanması, paylaşılması, kullanılması yasaklanan gizli bilgiler olduğu ve ekonomik değer taşıdığı vurgulanmıştı.

İddianamede, soruları sınavdan önce örgütlü olarak elde eden adayların kamuya ait malı kamuyu aldatarak ve haksız şekilde edinerek kullandıkları ve haksız başarı elde ettikleri, bunun sonucunda ÖSYM'nin zarara uğradığı da anlatılmıştı.

Sorular nasıl dağıtıldı

İddianamede, 10 Temmuz 2010'da, KPSS Eğitim Bilimleri, KPSS Genel Kültür ve KPSS Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 ayrı sınav öncesinde, sınav sorularının, Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinde ofis elemanı şüpheli Berat Koşucu tarafından, Yalvaç’ta kuyumculuk yapan Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla, o dönem Yalvaç’ta ikamet eden Baki Saçı'ya e-mail yoluyla gönderildiği belirtilmişti.

Buradan hareketle açılan soruşturmada, sınavlarda usulsüzlük yapıldığı ve soruların sınav öncesinde aralarında irtibat bulunan kişiler tarafından elde edildiği ve paylaşıldığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, şu bilgilere yer verilmişti:

"Olayın sadece yerel ölçüde kalmadığı, soruların bu şahıslar haricinde sınava giren birçok adaya da örgütlü bir şekilde ulaştırıldığı, şüpheli konumunda bulunan kişilerin birlikte hareket ettikleri, bu birlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı ve birçok ortak noktalarının olduğu, dosya kapsamında bulunan şüpheli, tanık ve müşteki ifadeleri, dijital veri incelemeleri, bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte tespit edilmiştir. Elde edilen tüm delillerin değerlendirilmesinde, eylemlerin hiyerarşik ve örgütlü bir biçimde gerçekleştiği anlaşılmıştır."

Diğer davalar

KPSS soruşturmaları kapsamındaki ikinci davada 51 sanığa aynı suçlamalar yönelirken, üçüncü davada ise ÖSYM'nin soru hazırlama biriminde görevli 3 kişi sanık olarak gösterilmişti.

KPSS'ye ilişkin dördüncü davada 100, beşinci davada 91, altıncı davada 3 sanık, yedinci davada da 102'si asker eşi 105 sanık bulunuyordu.

Başsavcılık, toplu açılan bu davaların ardından 2 bin 572 kişi hakkında tek tek dava açtı.

Bazı şüphelilerin FETÖ mensuplarının şifreli haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı, FETÖ elebaşının talimatının ardından Bank Asya hesaplarında artış olduğu ve FETÖ şüphelileriyle HTS kayıtlarının bulunduğu bilgisine de iddianamelerde yer verilmişti.

Davalara Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor.

15 Şubat 2018 Perşembe

E-Devlet Alt-Üst Soy bilgisi sorgulama sayfası açıldı

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 1800'lü yıllara ve ondan önceki tarihe kadar uzanacak üst soy bilgilerinin TC kimlik numaralarıyla ilişkilendirilmesi için çalışma yürütüyor.İstanbul, Hatay gibi illerden bulunan Osmanlı arşivlerindeki belgeler kamyonlarla Ankara'ya getirildi. Osmanlıca 320 milyon evrakın taranmasına başlandı.

737 BİN KİŞİ SORGULAMA YAPMIŞTISorgulama sayfası ilk aktif olduğunda 737 bin 237 kişi aile üyelerinin izini sürdü, 330 bin belge alındı.SADECE KENDİNE AİT BİLGİÜretilen belgelerde kişilerin yalnızca kendilerine ait alt ve üstsoy bilgileri yer alıyor. Belgelerde, 6698 Sayılı 'Kişisel Verilerin Korunması Kanunu' gereğince kardeşler gibi yan soylarına ait bilgiler ise e-Devlet üzerinden paylaşılmıyor.Ayrıntılar geliyor...

25 Ocak 2018 Perşembe

İŞKUR Müdürü 400 TL destek verileceğini belirtti

Çalışma ve İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, çalışan kadınların sanayi kuruluşlarında iş gücüne katkı sağlamak için bazı teşvikler getirdiklerini belirterek "Çocuklarının kreşlerde kalması için ayda 400 TL yardım yapılacak" dedi.

Bir dizi ziyaret ve toplantılara katılmak üzere beraberinde İŞKUR Destek Hizmetleri Daire Başkanı Fahrettin Kaya ile birlikte Rize’ye gelen İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, ilk olarak İŞKUR İl Müdürlüğü'nü ziyaret etti. İl Müdürü Hasan Kiraz ile görüşen Uzunkaya, ardından 53 Gazeteciler Derneği'ni ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi verdi, açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin ve dünyanın en büyük sorununun işsizlik olduğuna vurgu yapan Uzunkaya "İstihdama yönelik meslek kuruluşları 4 kez toplandı. Burada alınan kararlarla eğitim ve iş gücü, piyasa, nitelikli eleman yetiştirilmesi ve 2017 yılı değerlendirilmesi yapıldı. Rize açısından nasıl geçtiğini, neler yaşandı bunları değerlendirdik. Rize Üniversite mezunu kadınların en yüksek istihdam sağlandığı il olarak göze çarpmakta. Türkiye olarak kadın istihdamında en yüksek başarıyı gösterdik. 2017 yılında 1 milyon 57 bin 249 kişiye istihdam sağladık. 2018 yılına daha geniş kapsamla girmiş bulunmaktayız. Geçtiğimiz yıl teşvikler ilgi ve alaka gördü. Kadınlarımızın sanayi kuruluşlarında iş gücüne katılımının sağlanması için bazı teşvikler getirdik ve çocuklarının kreşlerde kalması için ayda 400 TL yardım yapılacak” diye konuştu.

Uzunkaya, her iş ve işçi için 773 TL teşvik verildiğini belirterek “Bunu 883 TL'ye çıkardık. Bu kapsamda teşviklerimiz 2 bin TL'ye kadar çıktı. 54 TL olan harçlığı 61 TL'ye çıkardık. Küçük esnaf ile ilgili olarak imalatta ustalık belgesi alanlara 1 ay iş yeri diğer aylarda ise İŞKUR ücret ödeyecek. Kurs süreleri 8 ay olarak belirlendi ve bu süre kurslara katılanlara günlük yevmiye olarak 61 TL ödenecek. Kadınlarımızın sanayi kuruluşlarında iş gücüne katılımının sağlanması için bazı teşvikler getirdik ve çocuklarının kreşlerde kalması için ayda 400 TL yardım yapılacak. Bu yıl istihdam rakamları daha yukarıya çıkacak” şeklinde konuştu.

Uzunkaya açıklamasında, Türkiye’de İŞKUR bünyesinde 7 bin 500 kişinin çalıştığını, Avrupa ülkelerinde bu rakamın 10 katı olduğunu ancak aynı verimliliği gösteremediğini belirterek “Bu yıl kadın, gençlerimiz, madde bağımlıları ve engellilere daha çok ağırlık vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

9 Kasım 2017 Perşembe

İşte taşeronda yeni model

Taşeron işçilerin yeni yıla girmeden kamuya alımları ile ilgili garantiyi Başbakan Binali Yıldırımdan aldıktan sonra hangi düzenleme ile kamuya alımlarının sağlanacağı merak konusuydu. Taşeron işçilere kadro verilmesi konusunda sona gelinirken, yapılacak olan düzenleme ile birlikte artık taşeron kelimesi kalkacak ve kamu çalışanı olarak 4/E sistemi gelecek. Kamu çalışanı ismi artık tarih oluyor. getirilecek olan yeni sistemde artık kamu çalışanı ismi yerine 4/E’li iş hayatı devam edecek. Türkiye genelinde devlet kurumlarında çalışan toplamda 810 Bin civarı taşeron şirket çalışanlarının sorunlarını çözüme kavuşması adına devam eden çalışmalarda sona geliniyor. Taşeron şirket elemanlarının kullanmış oldukları isimler “ kamu çalışanı ”Olacak. Özel statü gereğinde personel olacak olan 657 sayılı kanuna göre çalışanlar 4/E’li sayılacak. Bu çalışanların emeklilik yapma hesaplarını ise (4C) kapsamında Emekli Sandığı değerlendirecek. Milyonlarca taşeronun beklemiş olduğu kadrolara kısa bir süre kaldı. taşeron işçilere kadro verilmesi konusunda sona gelinirken, yapılacak olan düzenleme ile birlikte artık taşeron kelimesi kalkacak ve kamu çalışanı olarak 4/E sistemi gelecek. Taşeron işçiler ve devlet arasında yapılması planlanan sözleşmeler 3 yıl olacak. İşçilerin sözleşme yenilemesinde performansların etkili olacağı, ayrıca güvenlik ve arşiv taramalarından da mutlaka geçmeleri gerekecek. İşçiler sözleşme için müracaatlarını çalışan kuruma yapacaklar, başka bir kuruma geçiş yapmak isterlerse bu kurumun ihtiyacına göre sınav belirlenecek ve personel mülakata tabi tutulacak. Konuşulan tasarının yasalaşması ile birlikte tüm güvenlik soruşturmaları 2 ay içinde tamamlanacak ve bu süre zarfı içinde aracı şirketlerde olan anlaşmalar ise fethedilecek, çalışanların patronu artık devlet olmuş olacak. Konuşulan bu sistem için hangi tarihte işe başlayanların sisteme dahil edileceği hakkında henüz bir bilgi verilmezken, bu konu belirsizliğini korumakta.

25 Temmuz 2017 Salı

Lisans Tamamlamanın Maddi Hakları Nedir ?

Lisans tamamlayan sağlık personelinin ek göstergesi 3000' e düşmektedir.


Aylık ve taban aylık katsayılarının 1 Temmuz 2017 tarihinden geçerli olarak %6,92 oranında artması, emekli maaşı ve emekli ikramiyesi miktarlarını da etkiledi.

Yükseköğrenim mezunu olarak, aylık seviyesi bakımından 1.dereceye ulaşan ve çeşitli unvanlarda görev yapan Devlet memurlarının bazıları (öğretmen, polis memuru, vaiz, avukat, hemşire, ebe vs) hakkında 3000 ek gösterge uygulanmaktadır. Öte yandan, ek göstergesi 3000 olanlar için makam ve görev tazminatı gibi unsurlar söz konusu değildir.

Hangi unvanda olurlarsa olsunlar, 1.derece kadroda ek göstergesi 3000 olan Devlet memurları, emekli keseneğine esas seviyeleri ile hizmet süreleri aynı olduğunda, aynı miktarda emekli maaşı ve emekli ikramiyesi alırlar. (Bu durum, Emekli Sandığına tabi bir göreve 1 Ekim 2008 tarihinden önce başlamış olan memurların emekli aylığı için geçerlidir.)

3000 ek göstergeye hak kazanarak 1/4 seviyesinden emekliye ayrılmış olanların alacağı emekli maaşı ile 15 Aralık 2017 tarihinden önce emekliye ayrılacak olanların alacağı emekli maaş ve ikramiyesi miktarlarının ne kadar olacağı, bazı hizmet süreleri itibariyle aşağıda gösterilmiştir.

Ek göstergesi 3000 olanların emekli maaş ve ikramiyesi (2017 yılı ikinci altı ayında)

D / K

Hizmet Yılı

Emekli Aylığı

Emekli İkramiyesi

               1/4

25

2.301 TL

73.763 TL

               1/4

26

2.332 TL

76.714 TL

               1/4

27

2.363 TL

79.664 TL

               1/4

28

2.393 TL

82.615 TL

               1/4

29

2.424 TL

85.565 TL

               1/4

30

2.455 TL

88.516 TL

               1/4

31

2.486 TL

91.466 TL

               1/4

32

2.516 TL

94.417 TL

               1/4

33

2.547 TL

97.367 TL

               1/4

34

2.578 TL

100.318 TL

               1/4

35

2.608 TL

103.268 TL

               1/4

36

2.639 TL

106.219 TL

               1/4

37

2.670 TL

109.169 TL

               1/4

38

2.700 TL

112.120 TL

               1/4

39

2.731 TL

115.071 TL

               1/4

40

2.762 TL

118.021 TL

NOT:

-Emekli aylığının %4 oranındaki ek ödemeler hesaplamaya dahil edilmiştir.

-1 Ekim 2008 tarihinden önce memuriyete girenlere yönelik hazırlanmıştır.

 Memurunyeri.com

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Yıllık Plan ve Zümre Toplantıları İle İlgili Önemli Gelişme

Milli Eğitim Bakanlığı yıllık plan modülünü faaliyete geçiriyor. 2017-2018 eğitim-öğretim yılından itibaren bazı illerde kullanıma açılacak olup yıllık plan, kurul toplantıları, zümre toplantıları elektronik ortama taşınacak.

Yıllık Plan Modülü: Ders programlarının sayısal hale getirilmesi ile öğretmenlerimiz artık yıllık çalışma takvimlerini sistem üzerinden oluşturabilmektedirler. Oluşturulan yıllık planlar geri dönüt mekanizmaları içermektedir. Şu anda 24 okulda, 25 ilçede ve 1 ilde pilot çalışmalar devam etmektedir. 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı itibariyle bazı illerde ilin tamamında kullanımına yönelik çalışmalar planlanmıştır. Bu modül ile müfredatın sistemde kullanılması ve kullanımı sonuçları çevrimiçi olarak görülebilecektir.

Projenin hedefleri

1. Proje hedeflerinin büyük kısmı e-Müfredat modülünde bulunmaktadır. Ek olarak;

2. Öğretmenler Kurulu, Zümre Toplantıları gibi eğitim öğretim yılı başlangıç toplantılarının elektronik ortamda tutulması, izlenmesi ve sonuçlarının değerlendirilmesi,

3. Yıllık çalışma takviminin elektronik ortamda yapılması ve onaylanması,

4. Ders planlarının (günlük plan) her an görünebilir hale getirilmesi,

5. Öğrencilerin kazanım ve beceri bazlı bireysel değerlendirmelerinin elektronik ortamda yapılabilmesi,

6. Öğretmenlerin kazanımları, öğrenme-öğretme süreçlerini ve ders programını elektronik ortamda değerlendirerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ve ilgili eğitim öğretim dairelerine hızlı dönüt sağlayabilmeleri,

7. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca çevrim içi izleme ve değerlendirme yapılabilmesi olarak belirlenmiştir.

Değerlendirme: Şu anda Ankara ilinde tüm il zümre toplantıları ile Ankara’nın 25 ilçesinin ilçe zümre toplantıları da bu sistem üzerinde tutulmakta olup Ankara’daki tüm öğrencilerimize açılmıştır ve incelemesi sağlanmıştır.

Zeki KARA

kamupersoneli

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri